Elektrikli araç devrimi otomotiv sektörünü ikiye ayırıyor, elektrikli araca yönelenler ve içten yanmalı motora güvenenler. Günümüzde yeni gelişmelerle birlikte elektrikli araç devrimine her ülke ayak uydurabilecek mi? EV teknolojisinin geleceği söz konusu olduğunda bunu kim doğru yapıyor? Durumu aşırı basite indirgememeye çalışırken, otomobil üreticileri, yeni bir çağ için kadrolarını yeniden düzenleme konusundaki duruşlarına gelince hızla iki ayrı gruba bölünüyor.

Elektrikli Araç Devrimi Otomotiv Sektörünü İkiye Bölüyor

Büyüyen bir çoğunluğun izlediği bir hedef, yalnızca EV’ye yönelik yoldur.

Jaguar, Ford ve Volvo gibi şirketler tüm araçlarını EV segmentine uygun üreteceklerinin sinyalini verdiler. Bu büyük bir değişiklik olsa da, niyetleri, kaçınılmaz olarak içten yanmalı motorların ölümüne yol açacak ve bu sadece bazı ülkelerin mevzuatına uygun.

Hiç şüphe yok ki, Tesla eski otomobil üreticilerinin çoğundan daha iyi tahminler yaptı ve pazara erken adımlar attı. Tesla menzil konusunda daha iyi hale gelme çalışmalarını sürdürüyor ve zaman geçtikçe, ilk modellerinde var olan kalite kontrol sorunları neredeyse çözmüş durumda. Eforunu artık inşa ettiği teknolojinin daha üst seviyelere çıkması için kullanıyor.

Elektrikli Araç Devrimi Sektörü İkiye Bölüyor

Geçen ay Volvo’nun 2030 yılına kadar yalnızca EV markası olacağını yazmıştık ancak bir Volvo şirketi olan Polestar’ın bu durumu temsil edip  etmeyeceği konusu hala bilinmiyor. Jaguar ise daha da kısa sürede yalnızca EV olmayı hedefliyor ve 2025 yılı ile birlikte sadece elektrikli bir geleceğin var olacağını bildirildi. Benzer şekilde, MINI de on yılın sonunda tamamen elektrikli bir markaya dönüşecek, Audi ise yeni bir içten yanmalı motor geliştirmeyeceğini duyurdu. Bu haberler bir buzdağının sadece görünen kısmı ve yalnızca BEV’ye özel bir ürün yelpazesine bağlı kalmayı reddeden birkaç aykırı değer var.

Henüz içten yanmalı motorda hayat gören diğer otomobil üreticileri tarafından benimsenen başka, daha dikkatli bir yaklaşım olan diğer yol.

Toyota, başkanı Akio Toyoda elektrikli araçların daha uzun vadeli planlarla sektörde yer alması gerektiğini savunuyor ve bu gruba sesli bir şekilde liderlik ediyor.

Toyoda, otomobil üreticilerinin ana üretimi olan ICE araçlarının yasaklanmasıyla, “otomobil endüstrisindeki mevcut iş modelinin çökeceğini” söyledi. Toyoda elektrikli araçlara yönelik eleştirisini yapmaktan çekinmedi. Japonya’nın elektriğinin çoğunu kömür ve doğal gaz yakmaktan sağladığını belirterek, elektrikli araçların aslında çevreye yardımcı olmadığını iddia etti. Ve “Ne kadar çok EV inşa edersek, havadaki karbondioksit seviyesi o kadar kötüleşiyor.” dedi.

Elektrikli Araç Devrimi Otomotiv Sektörünü İkiye Ayırıyor

Elektrikli araçların potansiyelini tamamen göz ardı etmese de, Japon devi hala plug-in hibritlerde ve hidrojen yakıt hücrelerinde hayat olduğunu düşünüyor.

Toyota’nın mantığı son birkaç yıldır sabit kaldı: Onlara göre, pilli elektrikli araçların satın alınması ve çalıştırılması eşdeğer bir PHEV’den daha pahalıdır. Ayrıca, piller için madencilik malzemelerinin görünmeyen maliyetini ve ayrıca elektrik üretimindeki artışı, üstesinden gelinmesi gereken zorluklar olarak görüyorlar.

BMW de aynı şeyi düşünüyor olabilir. Bu haftanın başlarında tamamen elektrikli i4’ü sergileyen BMW CEO’su Oliver Zipse, ICE araçlarına olan talebin uzun yıllar boyunca güçlü kalacağını söyledi. Ve hem Toyota hem de Hyundai; VW CEO’sunun yakın zamanda EV teknolojisinde geride kalan rakipler tarafından vurgulanan bir teknoloji olan hidrojenli araçlar geliştirmeye devam ediyor.

Sektördeki Değişikliğe Her Ülke Ayak Uydurabilecek Mi?

Avrupa ve Çin, hem altyapı hem de temiz enerji üretimi yoluyla bir EV devrimini idare edebileceklerine dair güçlü işaretler gösteriyor. Peki ya dünyanın geri kalanı? Asya’nın, Avustralya’nın ve hatta Kuzey Amerika’nın pek çok bölgesi henüz geniş ölçekli elektrikli araçların benimsenmesini destekleyecek altyapıya sahip değil. Özellikle Hindistan gibi ülkeler, Çin’in benzerlerinin çok gerisinde olan yasalarla, henüz devrime hazır görünmüyor.

Elektrikli Araç Devrimi Otomotiv Sektörünü İkiye Ayırıyor

Volvo gibi bir şirket yalnızca elektrikli araçlara odaklanırsa, bu 2030 yılına kadar elektrikli vizyonlarıyla uyumlu olmayan pazarlardan çıkışla sonuçlanır mı? Yoksa bazı üreticilerin birleşik bir EV yaklaşımı, dünyanın geri kalanının vites almaya zorlanacağı anlamına mı gelir? Dünyanın en kırılgan ekonomilerinden bazıları hala pandeminin etkileriyle savaşıyor. Salgın sona erdiğinde, üreticiler sonuçlarıyla başa çıkmaya çalışırken, böyle bir beklenti gerçekçi mi? Tüm bu soruların cevaplarını verebilmek henüz kolay değil. Sektörün ikiye ayrıldığı bu belirsizlik  döneminin bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz.

İkinci El Toyota İlanları

1 YORUM

Yorum Yap

Please enter your comment!
Please enter your name here