Elektrikli Araçlar Hakkında 5 Söylenti

Elektrikli araçlar önümüzdeki on yıllarda otomobil sektörünü domine edecek. Ancak kullanıcı alışkanlıklarını değiştirmek pek de kolay değil. Bu değişimden korkanlar da elektrikli otomobiller hakkında bazı söylentilerin yayılmasına neden oluyor. BMW tarafından derlenen bir yazıda bu söylentilerin doğrulukları sorgulanmış. İşte elektrikli araçlar hakkında yayılan 10 söylenti!

1. Elektrikli Araçlar Uzun Bir Menzile Sahip Değil

Dizel araçlarla kıyaslandığında bu söylentinin doğru olmasını sağlayacak pek çok örnek gösterilebilir. Ancak benzinli araçlarda görece düşen menzil, ülkemizde sıkça kullanılan LPG’li araçlarda daha da aşağılara iniyor. Hatta birçok elektrikli otomobil bir depo LPG (ortalama 35 litre) ile gidilen mesafeden (350-400 km) daha fazla bir menzile sahip. Ayrıca gelişen teknoloji ile birlikte bataryaların mevsimsel koşullardan etkilenmeksizin çalışması için önemli mesafe kat edildi. Hatta modern dönem elektrikli otomobillerin birçoğu hava koşullarından veya araçta kullanılan klima, koltuk ısıtma gibi özelliklerden etkilenmeden gücünü yola aktarabilecek.

2. Elektrikli Otomobilleri Şarj Etmek Çok Zaman Alıyor

Sıradan bir elektrikli otomobili günlük kullanımda ev şartlarında şarj etmek elbette bir depo akaryakıt almak kadar kısa sürmüyor. Hatta bir gece sürmesi de gerekebiliyor. Ancak hızlı şarj teknolojileri ile 20 dakikada yeterli şarj miktarına ulaşmak mümkün oluyor. Bu da uzun yolda verdiğiniz bir mola sırasında kapatılabilecek bir açık anlamına geliyor. Zaten gelecekte şarj sürelerini kısalması bir araştırma konusu olsa da asıl mesele şarj zamanlarını optimize etmek olacak. Otomobilin uzun süre kullanılmadığı mesai saatleri veya gece saatleri gibi zamanlar şarj için ideal zamanlar olacak.

3. Bataryaların İmalat Süreci İnsanların Sömürülmesine Neden Oluyor

Her endüstride olduğu gibi otomobil sektörü de farklı coğrafyalarda üretilen ham maddeye ihtiyaç duymakta. Bazı bölgelerde de maalesef koşullar insani değerler ile çatışmakta. Ancak her zaman alternatifler mümkün. Örneğin BMW, ham madde tedarikçileri ile yaptığı anlaşmalarda sürdürülebilir ve adil bir üretim süreci yürütülmesi için garanti istiyor ve bu sözleşmelerin takipçisi oluyor. Ayrıca temiz enerji ve temi bir gelecek inşa etmek için üretilecek olan elektrikli otomobiller, geri dönüşüm uygulamasını da odak haline getirerek projelerini yeniden değerlendirilebilir parçalar ile tasarlamak durumunda olacak.

4. Elektrikli Araçlar Sanıldığı Kadar Çevre Dostu Değil

Elektrikli araçlar elbette geleneksel benzinli veya dizel araçlara göre çok daha çevreci. Bu sonuca emisyon değerlerini kıyaslayarak ulaşıyoruz. Çünkü elektrikli araçlar sıfır emisyon değerine sahip. Ancak elektriğin nasıl elde edildiği de bu noktada önem kazanıyor. Tesla’sının şarjı bittiğinde benzinli bir jenaratör kullanarak şarj eden birini düşündüğünüzde temiz enerji kavramı önemini yitiriyor. O nedenle gerçekten sürdürülebilir bir gelecek için, elektrikli araçlar ile birlikte yenilenebilir enerji kullanımını da yaygınlaştırmalıyız.

5. Elektrikli Otomobiller Daha Pahalı

Elektrikli araç üretimi, batarya maliyetleri nedeniyle geleneksel otomobillerden daha pahalı, bu doğru. Ancak elektrikli araçlar bu fazla ücreti yolda kalarak telafi ediyor. Bir elektrikli otomobil ne kadar kullanılırsa o kadar ucuza mal oluyor. 100-150 bin kilometreye ulaşıldığında kendisi için ödenen fazla ücreti ucuz bakım maliyetleri ve ucuz yakıt ile telafi etmiş oluyor.