Jaguar XKR 4.2 Supercharger

2
38376
aguar XKR 4.2 Supercharger
Jaguar XKR 4.2 Supercharger

Süreyya İzgi, Jaguar XKR 4.2 Supercharger’ın direksiyonuna geçti ve keyifli bir günün tadını çıkardı. Bakalım Jaguar XKR 4.2 Supercharger hakkında ne düşünüyor…

Vahşi kediyle güzel bir gün: Jaguar XKR 4.2 Supercharger

Jaguar XKR Fotoğrafları: Ferhat ÖNAL

Alışkanlık kötü bir şey. İnsan güzele çok kolay alışıyor. Bazı güzellikler de bağımlılık yapıyor. Bir süredir Aston Martin kullanmadım ya, susamış gibi dolaşıyordum ortalıkta. Sizi de alıştırdım, biliyorum. Yılda 6500 adet civarı otomobil üreten İngiliz şövalyesinden biri bana düşecek diye bir kural yok ya, gideceğim yere genelde bizim Magiruslarla devam ettim çaresiz. Geçen gün yine bindim Magirus’a, şoföre uzattım bozuklukları, “bi tane Yeniköy” diye… Bu kez Aston Martin için değil ama küçük kardeşi için gidiyorum Yeniköy’e. Bu da ilginç bir şey Jaguar almaya minibüsle gidiyorumJ

Bir James Bond otomobili

Yeniköy Motors’da beni şöhretli bir Jag bekliyor bu kez. Aston Martin yok diye burun kıvrılacak bir durum değil asla. 2002 yılında Pierce Brosnan’ın oynadığı son James Bond filmi “Die Another Day”de rol almış bir Jaguar bu. Düşünün ki o filmde bile Aston Martin’in rolünü çalmış bir kedi kullanacağım bugün.

Aston Martin tasarımcısının eseri

Herhangi bir Jaguar değil bu. Ya aslına bakarsanız, Ford Mondeo üzerinde geçirilmiş Jaguar elbiseli X-Type dışında hiçbiri “herhangi bir Jaguar” değildi zaten. Neyse konu o değil, bulandırmayayım. Bunun özü Aston Martin’den. Neden mi? Tasarımını efsanevi Aston Martin tasarımcısı Ian Callum yapmış da ondan. İster Vantage deyin, ister Vanquish… Onlar kadar pahalı olmayan müthiş bir GT bu XKR.

İlk olarak XK8 adıyla 1996 yılında coupé ve cabrio gövde versiyonlarıyla tanıtılmış. Atmosferik 4.0 litrelik V8 motoru varmış. Onları pek görmedik, gördüysek de yanımızdan vızz diye geçmiştir kesin, biz fark edemeden. Sonra 1998’de o motorun superchargerlı versiyonu çıkmış. Bunlar hep alt yapıymış meğer, asıl XKR 2003’te çıkıyor ve James Bond filmi “Die Another Day” ile lanse ediliyor. Hem atmosferik hem de superchargerlı iki versiyon aynı anda pazara sunulmuş.

Kaç tanesi herkesin uyanık olduğu saatlerde dolaşıyordur ki?

Otomobilin 4.2 litrelik superchargerlı V8 motoru tam 420 beygir üretiyor. O yıllarda da fark etmemiş olabiliriz, zaten Türkiye’de kaç tane vardır, kaç tanesi herkesin uyanık olduğu saatlerde dolaşıyordur ki? Normal.

Ama kullanma şansı bulunca fark etmemek imkansız Jaguar’ın bu süper spor otomobilini. Kedi suratıyla bir otomobil için olabilecek en güzel markalardan birini taşıyan Jaguar, bu coupéde tam anlamıyla sanatını konuşturmuş. Markanın özel otomobiller için kurulu bağımsız departmanında geliştirilen XKR, efsanevi XJ220’den sonra gelmiş geçmiş en hızlı Jaguar olarak biliniyor. Sürüş lezzetlerinin ardında iki önemli isim var, XK şef tasarımcısı Russ Varney ve tabii sürüş gurusu Mike Cross. Gövde tasarımını da Aston Martin miti Ian Callum yapınca ortaya inanılmaz bir sürücü otomobili çıkmış. Ön çamurluklardaki solungaçları kapı numarasına benzetiyorum, sanki 1 yazıyor. Yarışın sonu başlamadan belli!

Ah şu İngiliz işçiliği

İnsan böylesi güçlü otomobillere destursuz yerleşmiyor, 420 beygir ne demek. Otomobil sanki dururken bile sollamaya çıkmış gibi atak halinde görünüyor!

İşçiliklerini zayıf bulduğumdan İngiliz otomobillerine biraz mesafeli bakarım, sürüşteki marifetlerini bilsem de. Ama bu vahşi kedi beni yanıttı. Gerçi 2007 model için kilometresi çok düşük, daha 83.600 km’de ve geçen zamana karşın son derece derli toplu duruyor. Şık, elit ve karizması doruklarda bir kabin. Hem de geride kalan onca yıla rağmen.

Dokunmatik renkli ekranı var, bugünkülerden zengin görünüyor neredeyse. Varsın LED farları olmayıversin, USB girişi olmasa da olur, sanki geri görüş kamerası yokken geri manevra yapamıyor muyduk, o da olmayıversin! Arka koltukları bile var. Ama oturmaya değil, mont filan atmak için… Hepsinden önemlisi bu otomobilin ruhu var, kullanırken size bunu hissettiriyor. Yetmez mi?

Otomobilin altından iki roket ateşleniyor sanki!

Motoru çalıştırdığımda alttan iki de roket ateşlendi sanıyorum. Otomobilin altına inmiş bulutlardan gök gürültüsü gelemeyeceğine göre! V8 makine gürül gürül çalışıyor. Motor ısınana kadar vites D pozisyonunda dolaşalım da kestaneler kızarmaya başlayınca oradan göz kırpan S pozisyonuna alırım diyorum. Arkayı göremiyorum tabii ki ama gaz pedalına oturmamla beraber soba borusu kılıklı dört egzoz çıkışından alevler çıktığına bahse girebilirim! Hani önceki versiyonları “görmemiş olabilirim, fark etmemiş olabilirim” dedim ya, bunu gören değil, duyan bir daha unutmaz! Egzoz borularından şiir gibi motorsporları notaları yayılıyor.

Bu mekanik kedi sanki nefes alıyor!

Sürücü otomobili dedim az önce , diğerleri de at arabası değil mutlaka ama öyle bir sürüş karakteri var ki, sanki bir İtalyan GT’si gibi karakterli. Vites değişimlerinde aldığı her nefeste poposunu kolay sallasa da yola tutunması, o keskin direksiyon tepkileri tarif edilir gibi değil. Vahşi kedi “bana yolu gösterin, ben kendim gideceğim” diyor adeta. Otomobile biraz ısınınca, motordaki kestaneler de kızarınca vites kolunu alışılmadık bir pozisyondaki S konumuna alıyorum. S biliyorsunuz, sport. Şu vakte kadar ne yapıyorsak sanki! Off, aslında duruyormuşuz meğer! XKR resmen ışınlanmaya başlıyor. Fotoğraf karelerine sığmakta zorlanıyor kedimiz! Gaz pedalına bastığımda her şeyi naklen görüyorum sanki, yıldırım hızıyla ateşleniyor bujiler, benzin havayla karışıp patlıyor, pistonlar silindirlerin içinde kaymaya başlıyor, kranklar dönüyor ve 6 ileri ZF şanzımandan süzülen güç arka akslar üzerinden asfaltta! Öyle çabuk yaşanıyor ki bu süreç! Siz olan biteni anlayana kadar zaten ok gibi fırlamış oluyorsunuz!

Gaz emirlerine süratle itaat ediyor

Yüksek tempolu sürüşümüzde gaz emirlerine verdiği cevaplar kedi gibi çabuk, gövdesinin sertliğini hissettirmekle beraber konfordan da geri kalmıyor yakışıklı Jag. Hafızalı, ısıtmalı koltukları ya da çift bölgeli dijital klima gibi detaylardan söz etmiyorum, yüksek sürüş dinamiklerinin içine yedirilmiş yaylandırma konforundan bahsediyorum. “Virajlara bacak bacak üstüne atıp hız kesmeden dalabiliyorsunuz” diyeceğim abartılı olacak. Zaten aklıma James Bond’un Casino Royal fiminde Aston Martin DBS ile attığı takla geldi de böyle demekten vazgeçtim!

Ters açılan motor kaputu

Uzun yıllardır kaputu ters açılan otomobil görmemiştim, açıp açıp bakıyorum. Sanki ne farkı varsa!.. Ama işte biz Anadollarla, 131’lerle, Renault 12’lerle büyüyen çocuklar için çok nostaljik bir şey bu. Tabii altında 1.3, 1.4 ya da 1.6 litrelik su motorları yok, 4.2 litrelik superchargerlı V8 makine var! Bu motorla 0-100 km/s hızlanması 4.9 saniyecik alıyor! Benzin mi, orayı pek karıştırmayalım, şehir içinde 20 litre civarında! Tabii İstanbul şehir içinde duran trafikte otomobil çalıştırmanın bedeli bu! 2007’den bu zamana bu kadar az kilometre yapmasının sırlarından biri de olabilir bu cömertliği!

2009 yılında bunun bir de 5.0 litre motorlu 503 HP’lik versiyonu çıktı. O vergi mevzuatından buraların yolunu bulamamıştır muhtemelen ama bir insana 4.2 litrenin nesi yetmez de 5.0 litrelik versiyonu arar, artık o kadarını bilemem! Diyorlar ki 300 km/s hızı görüyor! E bu da fena değil yahu, 270’e rahatça ulaşıyor!

Evet Jaguar XKR, 12 yaşında, yaşı ilerliyor ama yeni gibi, hiç hırpalanmamış. O yüzden de etiketi 366 bin TL. Bilemiyorum, bu paralara çıkınca bu seviyede yeni bir otomobil almak imkansız, artık 150 HP’lik Passat 2.0 TDI fiyatı. Herkesin ihtiyacı başka. Siz yine de bir bakın tabii…

 

 

 

 

2 YORUMLAR

Yorum Yap

Please enter your comment!
Please enter your name here